Suyum geldi çocuk doğsana artık,
Suyum defalarca geldi en çok da gözümden 
Suyum tükendi bebeğim nerede?
Nedir sancısını çektiğim derinden derine?
Suyum geldi çocuk sana diyorum!
Sancısını çekip doğuramadığım 
Suyum geldi yine
Sancım hiç geçmedi dün de bugün de 
Onlardan önceki tüm günlerde
En yasak dilin en yasak ağıtlarıyla seslenme bana
Dilim sancılanıyor 
En yasak renklerle bakma bana
Bakma gözlerim bebeğine sancılanıyor 
Bir sancı halidir sürüp gidiyor
Geliiyor
Gidiyor.

Bana benden daha kötü bir ceza olamaz

-Hera

Odaklanmam gereken bir geleğim var, geliyor işte yoldaa.. Ve ben öylece gelişini izliyorum, elimde olsa bir tekme atar gidişini izlerdim ama o tekmeyi bana hep gelecek atıyor, geliyor vuruyor ve gidiyor sonra karşımda nispet yapar gibi sırıtıyor. 
Bu her gün böyle. Zaten her yeni gün dün'ün geleceği değil miydi? Beklentilerim hep yarına dairdi. Öylece çabasız, uğraşsız bekliyordum gelecek diye diye. Yarınlar geldikçe ümitler gidiyordu durdurmak ne mümkün?
Gelecek denen sürtük sinsi bakışlarla izliyordu beni her gece, ve her uyandığımda baş ucumda oturup ağzındaki sakızı patlatıyordu. 
Gelecek gelecek dediniz geldi işte bak hala sırıtıyor karşımda "senden bir bok olmaz" der gibi. Masum bir gelecek için bugün'ü masum yaşayın, sonra geleceğiniz karşınıza geçip arsız arsız sakız patlatır, sinsi sinsi gülüşler atar ve elinizden hiç bir bok gelmez..

-Hera

Dünya dans edenler için, vücudunun sesini dinleyebilenler için. Hiç dinleyemedim. Utandım vücudumun sesinden, kendime dans etme fırsatı vermediğim için bile yerim yok burada..

-Hera